‘Meme’ anneliğin simgesi, kadınlar için çok önemli bir organ. Aslında yokluğu yaşamı etkilemeyen, kaybında üremenin devam ettiği ‘sekonder bir seks organı.

Kadınlar tarafından bu kadar önemsenen ‘meme’ ne yazık ki, aynı zamanda onlara en büyük dertleri yaratan bir organ konumundadır.

Kadınların en sık karşılaştığı kanser türü bu organdan kaynaklanmaktadır. Kadınlarda görülen kanserlerin % 30’unu oluşturmakta olup ölüm nedeni olarak akciğer kanserlerinden’ sonra ikinci sırayı almaktadır. Ama ne yazık ki bu kadar önemsenen ve olası problemleri nedeniyle bu kadar önemli bu organ hakkında kadınlarımızın bilgisi çok az veya bilinenlerin çoğu eksik ve yanlış.

Soru 1-Meme Ağrılarının Nedenleri ve Tedavileri Nelerdir?

Sanıldığının aksine meme ağrılarının çok azı meme kanserine bağlıdır. On meme kanserinden yalnızca biri doktora ilk şikayet olarak ağrıyla gelir. Ağrıların büyük bir kısmı adetlerdeki hormonal değişiklerle ilgilidir. Adetten önceki 10 günde başlar ve adet bitiminden 10 gün sonra rahatlama olur. Bu hastalarda kanser olmadığını saptadıktan sonra yalnızca ağrılı dönemlerde ağrı geçirici ilaçlar vermek yeterlidir. Kullanılan diğer ilaçların çoğunun yan etkileri vardır ya da gerçekte yararsızdır. Adetlerle ilgili olmayan ağrılar ise çok çeşitli nedenlerle olabilir.Bunlar kistler, selim tümörler, eski ameliyat nedbeleri, kaburgalardaki bazı rahatsızlıklar, boyun ağrıları ve kaburgalar arasındaki sinirlerin tahrişi gibi problemlerdir. Tedavisi nedene yönelik olmalıdır.

Soru 2-Meme Başı Akıntılarının Sebepleri Nelerdir ve Nasıl Tedavi Edilmelidir?

Meme başı akıntılarının altında da büyük bir oranda benign olaylar(Kanser olmayan) nedenler yatar. Meme başı akıntısının anlamlı olabilmesi için kendi kendine gelmesi gerekir. Memenin, aynı tükrük bezlerinde olduğu gibi devamlı bir sıvı üretimi vardır. Ama, ana süt kanallarında epitel tıkaçlar olduğu için salgılanan bu sıvı dışarı çıkmadan geri emilir. Eğer özellikle banyodan sonra meme başları sıkılırsa bu tıkaçlar yerinden oynar ve meme başı akıntısı başlar.

Meme başı akıntılarının bir kısmı hormonal nedenlidir. Hipofiz bezinde Süt Salgılatıcı Hormon (Prolaktin) Hücrelerinin selim tümörü
(Prolaktinoma) varsa, her iki memeden ve birden çok delikten akıntı gelir. Ayrıca bu hastalarda adet düzensizlikleri ve kesilmeleri olur. Bu, tıbbi yoldan saptanırsa, eğer tümör çok ufaksa ilaçla ,büyükse ve civar oluşumlara baskı yapıyorsa beyin cerrahları tarafından ameliyatla tedavi edilir. Eğer meme başı akıntısı tek memeden tek delikten, kanlı ve sık olarak geliyorsa üzerinde durmak gerekir. Bu akıntıdan yayma yaparak patolojik incelemesi yapılır. O süt kanalı içine opak(X ışınlarını geçirmeyen)sıvı verilerek film çekilir(Galaktografi). Şüpheli bir lezyon varsa o süt kanalı ameliyatla çıkartılarak tetkik edilir ve kanserse ona göre tedavi edilir.

Soru 3-Meme Kistleri Kansere Döner mi? Nasıl Tedavi Edilmelidir?

Basit kistler iki kat hücreden oluşmuş içi sıvı dolu keselerdir. Bunlar genişlemiş süt kanallarıdır.Kesinlikle kansere dönmezler. Eğer tecrübeli bir RADYOLOG tarafından kist tanısı konulmuşsa hiçbir şey yapmak gerekmez. Ancak çok büyük ve çok ağrı yapan bir kistse enjektörle boşaltılabilir.Ama bunun da şu mahzuru vardır.Kist içine kanamaya neden olursak daha sonra kistin masum görünüşü bozulabilir ve yanıltıcı görüntüler oluşabilir. Çok ufak bazı kistler ,içinde parçacıklar olan komplike kistler varsa ultrason eşliğinde biyopsi yapılarak olay aydınlatılabilir. Kanser şüphesi olmayan kistler kesinlikle ameliyat edilmemelidir.Ayrıca kistler içine tedavi amaçlı madde enjeksiyonlarının dünyada hiçbir yerde uygulaması yoktur. Sekiz-on kez kist nedeniyle ameliyat edilen hanımlarla karşılaşmaktayız. Bu kesinlikle yanlıştır.Hem memenin deforme olmasına neden olmakta ve ayrıca boşuna para ve kaynak ziyanına yol açmaktadır. Ayrıca unutulmamalıdır ki en basit cerrahi işlemlerin bile riski vardır.

Soru 4-Meme Kanseri Şüphesi Oluştuğunda Çok Acele Etmek Gerekir mi?

Sanıldığının aksine meme kanseri çok hızlı gelişen bir oluşum değildir. Kanser insanın kendi hücrelerinin yapı değiştirmesi (Mutasyon) sonucu oluşur. Oluşan kanser hücresinin 1 cm. ye ulaşması için ortalama 5-7 sene gerekmektedir. Yani kanser saptandığı zaman tedavinin 2-3 hafta içinde başlaması asla bir zaman kaybı değildir. Memede kanser şüphesi oluştuğunda paniğe kapılmak hatalıdır.Acele etme durumunda geri dönülmez hatalar ortaya çıkabilir. Bu durumda sakin bir şekilde bu konunun en iyi tedavi edildiği merkezleri araştırmak ve tedaviye orada başlamak gerekir.

Soru 5-Her Meme Kanserli Hastada Memenin Tamamen Alınması Gerekir mi?

Hayır.Çünkü Meme Kanseri sistemik bir hastalıktır. Eğer tanı ve tedavi sırasında uzak Metastaz yoksa uygun lokal tedavi sonucu hastalık tamamen iyileşir.Yani herhangi bir yolla tümör vücuttan uzaklaştırılır ve gerekli kanser tedavileri yapılırsa hasta iyileşir. Günümüzde artık ispatlanmıştır ki,uygun metotlarla yapılan meme koruyucu ameliyatlar memeyi feda edici ameliyatlarla eşdeğer sonuçları getirmektedir.

İşte sayın okurlar günümüzde, gelişmiş ülkelerde, meme cerrahisi ayrı bir disiplin halini almıştır. Meme kanseri tüm kanserlerde olduğu gibi takım çalışması şeklinde tedavi edilmektedir.Ülkemizde de yavaş yavaş bu yöne doğru gidiş olmaktadır. Tanı bu konuda yetişmiş radyologlarca konulmakta tedavi :

-Cerrah,
-Medikal Onkolog,
-Radyasyon Onkoloğu,
-Psikiyatr
-Fizik Tedavi Uzmanı ve
-Plastik Cerrah ,
tarafından ortaklaşa yapılmaktadır.

Meme Kanserinde ERKEN TANI çok önemlidir. Bu nedenle hanımların 20-40 yaş arası her ay adetin sonlanmasından bir hafta sonra Kendi kendini muayenesi,2-3 senede bir doktor kontrolu.40 yaş dan sonra senede bir MAMOGRAFİ senede iki kez doktor kontrolü
olası bir kanseri erken teşhis bakımında çok önemlidir.

Unutmayın “KANSERDEN KORKMA,GEÇ KALMAKTAN KORK” deyişi çok doğrudur.

Prof.Dr. İsmet TAŞDELEN
Uludağ Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı
Meme Cerrahisi Birimi