Meme Kanseri Hakkında Röportaj

– Meme kanseri nedir?
Tüm çok hücreli canlılar kendisini meydana getirecek bilgilere sahip tek hücrenin üremesi sonucu ortaya çıkar. Önce kök hücreler vardır. Bunlar organları meydana getirir. Organlar oluştuktan sonra hücre üremeleri azalır.

Doku ve organları meydana getiren hücreler mezenşimal ve epitelyal olarak ayrılır. Mezenşimal hücreler dolgu maddesidir. Asıl fonksiyonel hücrelerse epitelyaldir. Tüm bu hücreler canlının yaşamı boyunca gelişir ihtiyarlar ve ölerek yerini genç hücrelere bırakırlar. Üreyen hücreler daima aynı yapıda olmalı ve birbiriyle ahenk içinde gruplar meydana getirmelidir. Ama bu hep böyle olmaz. Hücrelerde mutasyon dediğimiz DNA bozuklukları olur. Hücreler içinde bu bozuklukları düzelten, düzelmedi mi, hücreyi intihara sevkeden genler vardır.

İşte bu bozuk hücreleri yok eden sistem çalışmadığı zaman bazı mutasyonlu hücreler bağımsız olarak büyümeye başlar. Bunlara tümör diyoruz. Eğer tümör bir bütün halinde etraftaki dokuları iterek, invazyon ve metastaz yapmadan büyürse buna SELİM (BENİGN) TÜMÖR diyoruz. Tümör civar dokuları istila ederek büyüyorsa, Tümör hücreleri esas topluluktan kopup uzaklara gidip yerleşerek büyüyorsa buna HABİS (MALİGN) TÜMÖR DİYORUZ.

Bu tümörler epiteliyal kaynaklıysa KANSER, mezenşimal kaynaklıysa SARKOM diyoruz. Sarkomlar habis tümörlerin % 1ini oluşturur. Geri kalanı kanserlerdir.

Bu ön bilgiden sonra gelelim MEME KANSERİNE. MEME KANSERİ, süt bezlerinden kaynaklanan kanserlerdir. Kadınların en sık karşılaştığı kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra en sık ölüm nedeni olan kanserdir. Gelişmiş ülkelerde her “sekiz” kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri olacaktır. Bu oran TÜRKİYE’DE “onda bir”dir.

Memede kanser oluşturan mutasyon kadının en üretken döneminde, ilk adetten sonraki on yıl içinde olur. Hücrelerin üreme hızına göre kanserin ortaya çıkış zamanı farklıdır.Bu hız çok çeşitli olabilmektedir.

DUBLİNG TİME denilen bir kavram vardır. Bu tümörün 2 kat boyuta ulaşması için gereken zamandır. Bu süre 29 günle 670 gün arasında değişebilmektedir. Bir tümörün bir hücreden 1 cm boyuta ulaşması için 30 mutasyon gerekmektedir. 40 mutasyonda 1kg.lik bir tümör söz konusudur. Bu söz kalabalığından şu 2 sonuç çıkar:

1.Tümör ele geldiğinde genellikle ortalama 5-7 senelik bir geçmişi vardır.
2.Dubling time’ı kısa olan tümörler genç yaşta ortaya çıkarlar.

– Erken teşhis ve mamografi, meme kanseri konusunda devamlı duydugumuz iki anahtar kelime. Bunların önemini anlatır mısınız?
Kanser hücreleri normal doku kurallarına uymazlar. Normal hücreler doku içinde sabitken kanser hücreleri diğer hücrelerle olan bağlarını kopartarak hareketli hale gelirler. Lenf ve kan damarları ve sinir kılıflarına girerek vücuda serbestçe dolaşmaya başlarlar. Bu ihtimal tümör büyüdükçe artar. Tümör 1 santimken bile bu hücreler serbest olarak vücut sıvılarında dolaşmaktadır. Kanserde ölüm bu dolaşan hücrelerin uzak organlara yerleşmesi yani METASTAZLAR sonucunda olmaktadır.

ERKEN TANININ önemi burada ortaya çıkmaktadır. Kanser ne kadar ufakken yakalanırsa bu kötü durum olasılığı o kadar azalmakta ve tedavi olasılığı o kadar artmaktadır.

Şu anda erken tanıda en etkili silahımız MAMOGRAFİ dir. Ama MAMOGRAFİ nin de zayıf tarafları vardır. Yoğun süt bezleri olan memelerde mamografi yetersiz kalır. 35 yaşından sonra çekilen mamografiler bize yararlı bulgular verir. Ayrıca çok genç hanımlarda çekilen mamografide radyasyon kanseri tetikliyebilir.

35 yaşından önce görülen meme kanserleri tüm meme kanserlerinin % 3 ünü oluşturur. 40 yaşından sonra meme kanseri sıklığı artar. Meme kanseri 50-60 yaş arasındaki kadınlarda rastlanan en sık ölüm nedenidir. Mamografilerin çekilme sıklığı çeşitli ülkelerde farklıdır. İNGİLTEREDE 50 yaşından itibaren 2 senede bir, AB ülkelerinde 50-70 yaş arası senede bir, ABD de ise(NCI) 40-70 yaş arası senede bir mamografi çekilmesi önerilmektedir. TÜRKİYEDE 50 -70 yaş arası kadınlar seneden bir devlet tarafından ücretsiz olarak taranmaktadır.

– Amerika’da kadın doğum uzmanları yıllık kontrollerde elle meme kontrolü de yapıyorlar? Türkiye’de böyle bir uygulama var mı?
Batı ülkelerinde Aile hekimleri ve kadın doğum uzmanları senede bir meme muayenesi yapmakta ve bir şeyden şüphelenirse Genel Cerrahlara göndermektedir.

Türkiyede şu anda oturmuş bir sistem yoktur. KETEM lerde tarama yapılmaktadır. Kadın doğumcular menapoz nedeniyle müracaat eden hastalara mamografi çektirmekte, şüpheli bir durum olursa Genel cerrahlara göndermektedir.

– Düzenli kendini kontrol ve mamografi arasındaki farklar nedir? 40 yaşından sonra mamografi yerine kendini kontrol ile idare edilebilir mi?
Gerek kendi kendini muayene gerekse doktor muayenesi hiçbir zaman mamografinin yerini tutmaz. Çünkü 1 cm.lik tümör en tecrübeli ellerde bile % 30 gibi büyük bir oranda hissedilmeyebilir. Kadınların kendi kendilerini muayenede saptadıkları tümör boyutu ortalama 2.5 cm.dir. Ama mamografiyle tümörler çok daha ufak boyutlarda saptanabilir.

– Meme kanserini tetikleyen veya riski artıran faktörler nedir?
MEME KANSERİ riskini arttıran faktörler çok çeşitlidir. Aslında kanser yukarda belirttiğim gibi meme hücrelerinin mutasyona uğrayarak sınırsız büyümesidir ve bildiğimiz ve bilemediğimiz çok çeşitli nedenleri vardır.

Bildiklerimiz:

-Çevresel faktörler: Yaşam tarzı, radyasyona maruz kalmadır. Çok yağlı gıdalarla beslenenler, düzenli alkol alanlar, beş yıldan fazla menapoz için hormon alanlar, çocukluğunda radyasyona maruz kalanlarda daha sık meme kanseri olmaktadır.

-Hastaya bağlı nedenler: Erken adet görenler, geç menapoza girenler, doğurmayanlar, emzirmeyenler ve 30 yaşından sonra doğum yapanlar daha sık kanser olmaktadır. Ayrıca daha önce başka organ kanserleri nedeniyle tedavi olan kadınların meme kanseri olma riski artmaktadır.

-Genetik faktörler: BRCA1,BRCA2,PEUTZ JEGER, LEE FRAUMENİ gibi bazı ailesel geçişli kanser sendromlarına sahip bireyler çok büyük oranlarda meme kanseri olmaktadır.

– Ailesinde meme kanseri olan kadınların diğer kadınlardan farklı olarak alması gereken önlemler nedir?
Ailesinde özellikle birinci derece akrabalarında (anne, kız kardeş veya kendi kızı) meme kanseri olan kadınlar normal tarama sürelerinden daha erken takip altına alınmalıdır. Bundaki kural hastalığa yakalanan yaştan 10 yıl önce takiplere başlanmalıdır.

Eğer ailede birden fazla genç meme kanserine yakalanmış yakın akraba varsa veya bu kanserli akrabalardan genetik kanser sendromu olan varsa GENETİK TEST yaptırılabilir. Bunun iki faydası vardır. Eğer mutasyon yoksa kişi rahatlar, varsa bazı koruyucu önlemler (koruyucu ilaç kullanımı ya da koruyucu iki taraflı meme çıkartılması (MASTEKTOMİ)) alınabilir. Yanlız bu testler oturmuş kurumlarda yapılmalıdır. Yoksa yanlış değerlendirmeler gereksiz işlemlere neden olabilir. (Lüzumsuz koruyucu mastektomiler gibi).

– Doğum ve emzirme ile meme kanserinin ilişkisi var mi?
Meme kanseri riskini arttıran en önemli faktör yumurtalık tarafından salgılanan ÖSTROJEN dir. Bu hormon süt kanallarında hücre üremesini tetikler. Bu nedenle kadınların yumurtalıklarını baskı altına alarak östrojen salgılanmasını engelleyen, durumlar “ki bunlardan biri gebe kalmak diğeriyse emzirmektir”, meme kanseri riskini azaltır.

– Meme kanseri uzmanı olarak mastektomi (memenin tamamen alınması) konusunda kendinizi tutucu (konservatif) olarak tanımladıgınızı biliyorum. Bu konuya değinir misiniz?
Meme kanseri başlangıçta lokal, tümör hücreleri vücut sıvılarında dolaşmaya başladığında sistemik olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide üç ayak vardır.
-Cerrahi
-Medikal tedavi
-Radyasyon tedavisi

Cerrahi tedavide prensip hastalıklı memede kanser hücresi bırakmayacak şekilde ameliyattır.
Eğer tümör ufaksa, meme, cerrahi sonrası kötü bir görünüm kazanmayacaksa memeyi koruyucu cerrahi yapılır.

Ama memede birbirinden uzak birden fazla tümör varsa (multisantrik), kanserin yaygın olduğunu gösteren bulgu varsa ve tümör çıkartıldığında memenin görünümü çirkin olacaksa meme tamamen alınır (mastektomi).

– Tedavi mastektomi gerektiğinda, hastalarınıza nasıl yön gosteriyorsunuz? Yeniden yapılandırma (rekonstrüktif) alternatifleri nelerdir?
Mastektomi sonrası rekonstrüksiyon erken yakalanan tümörlerde daha güvenli bir şekilde yapılır. Hemen rekonstrüksiyon hasta için moral yönden daha avantajlıdır. Çünkü ameliyattan sonra vücut imaji ve bütünlüğü devam etmektedir.

– Meme kanseri olan hastalarını yönlendirdiğiniz, bilgilendirme ve destek grupları var mı?
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de meme kanseri farkındalığını arttıran ve kanserli hastalarının gereksinimi olan moral desteği sağlayan topluluklar mevcut. Meme kanseri tedavisiyle uğraşan doktorların kurduğu MHDF (ULUSAL MEME HASTALIKLARI DERNEKLERİ FEDERASYONU) hem doktorların, hem de hastaların bilgilenmesi için çalışmaktadır. ONKODAY ise Bursa da kurulan ve amacı kanserli hastalara moral destek olan sivil toplum kuruluşudur.

Meme Kanseri Tedavileri

Meme kanseri başlangıçta lokal, tümör hücreleri vücut sıvılarında dolaşmaya başladığında sistemik olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide üç ayak vardır.

-cerrahi

-Medikal tedavi

-Radyasyon tedavisi

Cerrahi tedavide prensip hastalıklı memede kanser hücresi bırakmayacak şekilde ameliyattır.

Eğer tümör ufaksa, meme, cerrahi sonrası kötü bir görünüm kazanmayacaksa memeyi koruyucu cerrahi yapılır.

Ama memede birbirinden uzak birden fazla tümör varsa(multisantrik),kanserin yaygın olduğunu gösteren bulgu varsa ve tümör çıkartıldığında memenin görünümü çirkin olacaksa meme tamamen alınır(mastektomi).

Mastektomi sonrası rekonstrüksiyon erken yakalanan tümörlerde daha güvenli bir şekilde yapılır.Hemen rekonstrüksiyon hasta için moral yönden daha avantajlıdır.Çünkü ameliyattan sonra vücut imaji ve bütünlüğü devam etmektedir.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de meme kanseri farkındalığını arttıran ve kanserli hastalarının gereksinimi olan moral desteği sağlayan topluluklar mevcut.Meme kanseri tedavisiyle uğraşan doktorların kurduğu UMF( ULUSAL MEME DERNEKLERİ FEDERASYONU) hem doktorların hem de hastaların bilgilenmesi için çalışmaktadır.ONKODAY ise Bursa da kurulan ve amacı kanserli hastalara moral destek olan sivil toplum kuruluşudur.

Meme Kanseri Riskini Artıran Nedenler

MEME KANSERİ riskini arttıran faktörler çok çeşitlidir. Aslında kanser yukarda belirttiğim gibi meme hücrelerinin mutasyona uğrayarak sınırsız büyümesidir ve bildiğimiz ve bilemediğimiz çok çeşitli nedenleri vardır.

Bildiklerimiz.

  • -Çevresel faktörler
  • -Hastaya bağlı nedenler
  • -Genetik faktörler

-Çevresel faktörler Yaşam tarzı, radyasyona maruz kalmadır. Çok yağlı gıdalarla beslenenler ,düzenli alkol alanlar,beş yıldan fazla menapoz için hormon alanlar,çocukluğunda radyasyona maruz kalanlarda meme kanseri daha sık olmaktadır.

-Erken adet görenler, geç menapoza girenler, doğurmayanlar emzirmeyenler ve 30 yaşından sonra doğum yapanlar daha sık kanser olmaktadır. Ayrıca daha önce başka organ kanserleri nedeniyle tedavi olan kadınların meme kanseri olma riski artmaktadır.

-BRCA1,BRCA2,PEUTZ JEGER, LEE FRAUMENİ gibi bazı ailesel geçişli kanser sendromlarına sahip bireyler çok büyük oranlarda meme kanseri olmaktadır.

Ailesinde özellikle birinci derece akrabalarında(anne, kız kardeş veya kendi kızı) meme kanseri olan kadınlar normal tarama sürelerinden daha erken takip altına alınmalıdır. Bundaki kural hastalığa yakalanan yaştan 10 yıl önce takiplere başlanmalıdır.

Eğer ailede birden fazla genç meme kanserine yakalanmış yakın akraba varsa veya bu kanserli akrabalardan genetik kanser sendromu olan varsa GENETİK TEST yaptırılabilir. Bunun 2 faydası vardır. Eğer mutasyon yoksa kişi rahatlar, varsa bazı koruyucu önlemler(koruyucu ilaç kullanımı ya da koruyucu iki taraflı meme çıkartılması(MASTEKTOMİ)) alınabilir. Yanlıs bu testler oturmuş kurumlarda yapılmalıdır.yoksa yanlış değerlendirmeler gereksiz işlemlere neden olabilir.(lüzumsuz koruyucu mastektomiler gibi).

Meme kanseri riskini arttıran en önemli faktör yumurtalık tarafından salgılanan ÖSTROJEN dir. Bu hormon süt kanallarında hücre üremesini tetikler. Bu nedenle kadınların yumurtalıklarını baskı altına alarak östrojen salgılanmasını engelleyen, durumlar” ki bunlardan biri gebe kalmak diğeriyse emzirmektir”, meme kanseri riskini azaltır.

Meme Kanserinde Erken Teşhisin Önemi

Memede kanser oluşturan mutasyon kadının en üretken döneminde, ilk adetten sonraki on yıl içinde olur. Hücrelerin üreme hızına göre kanserin ortaya çıkış zamanı farklıdır. Bu hız çok çeşitli olabilmektedir.

DUBLİNG TİME denilen bir kavram vardır. Bu tümörün 2 kat boyuta ulaşması için gereken zamandır.Bu süre 29 günle 670 gün arasında değişebilmektedir.

Bir tümörün bir hücreden 1 cm boyuta ulaşması için 30 mutasyon gerekmektedir.40 mutasyonda 1kg.lik bir tümör söz konusudur. Bu söz kalabalığından şu 2 sonuç çıkar;

1.Tümör ele geldiğinde genellikle ortalama 5-7 senelik bir geçmişi vardır.

2.Dubling time ı kısa olan tümörler genç yaşta ortaya çıkarlar.

Kanser hücreleri normal doku kurallarına uymazlar. Normal hücreler doku içinde sabitken kanser hücreleri diğer hücrelerle olan bağlarını kopartarak hareketli hale gelirler. Lenf ve kan damarları ve sinir kılıflarına girerek vücuda serbestçe dolaşmaya başlarlar. Bu ihtimal tümör büyüdükçe artar.Tümör 1 santimken bile bu hücreler serbest olarak vücut sıvılarında dolaşmaktadır.Kanserde ölüm bu dolaşan hücrelerin uzak organlara yerleşmesi yani METASTAZLAR sonucunda olmaktadır.

ERKEN TANININ önemi burada ortaya çıkmaktadır. Kanser ne kadar ufakken yakalanırsa bu kötü durum olasılığı o kadar azalmakta ve tedavi olasılığı o kadar artmaktadır.

Şu anda erken tanıda en etkili silahımız MAMOGRAFİ dir. Ama MAMOGRAFİ nin de zayıf tarafları vardır. Yoğun süt bezleri olan memelerde mamografi yetersiz kalır.35 yaşından sonra çekilen mamografiler bize yaralı bulgular verir.Ayrıca çok genç hanımlarda çekilen mamografide radyasyon kanseri tetikliyebilir.

35 yaşından önce görülen meme kanserleri tüm meme kanserlerinin % 3 ünü oluşturur.40 yaşından sonra meme kanseri sıklığı artar. Meme kanseri 50-60 yaş arasındaki kadınlarda rastlanan en sık ölüm nedenidir. Mamografilerin çekilme sıklığı çeşitli ülkelerde farklıdır.İNGİLTEREDE 50 yaşından itibaren 2 senede bir,AB ülkelerinde 50-70 yaş arası senede bir.ABD de ise(NCI) 40-70 yaş arası senede bir mamografi çekilmesi önerilmektedir.TÜRKİYEDE 50 -70 yaş arası kadınlar seneden bir devlet tarafından ücretsiz olarak taranmaktadır.

Batı ülkelerinde Aile hekimleri ve kadın doğum uzmanları senede bir meme muayenesi yapmakta ve bir şeyden şüphelenirse Genel Cerrahlara göndermektedir.
Türkiyede şu anda oturmuş bir sistem yoktur. KETEM lerde tarama yapılmaktadır. Kadın doğumcular menapoz nedeniyle müracaat eden hastalara mamografi çektirmekte, şüpheli bir durum olursa Genel cerrahlara göndermektedir.

Gerek kendi kendini muayene gerekse doktor muayenesi hiçbir zaman mamografinin yerini tutmaz. Çünkü bir cm.lik tümör en tecrübeli ellerde bile % 30 gibi büyük bir oranda hissedilmeyebilir. Kadınların kendi kendilerini muayenede saptadıkları tümör boyutu ortalama 2.5 cm.dir. Ama mamografiyle tümörler çok daha ufak boyutlarda saptanabilir.

 

 

Meme Kanseri Hakkında

Tüm çok hücreli canlılar kendisini meydana getirecek bilgilere sahip tek hücrenin üremesi sonucu ortaya çıkar .Önce kök hücreler vardır.Bunlar organları meydana getirir.Organlar oluştuktan sonra hücre üremeleri azalır.

Doku ve organları meydana getiren hücreler mezenşimal ve epitelyal olarak ayrılır. mezenşimal hücreler dolgu maddesidir.asıl fonksiyonel hücrelerse epitelyaldir.

Tüm bu hücreler canlının yaşamı boyunca gelişir ihtiyarlar ve ölerek yerini genç hücrelere bırakırlar. Üreyen hücreler daima aynı yapıda olmalı ve birbiriyle ahenk içinde gruplar meydana getirmelidir. ama bu hep böyle olmaz.Hücrelerde mutasyon dediğimiz DNA bozuklukları olur.Hücreler içinde bu bozuklukları düzelten,düzelmedimi, hücreyi intihara sevkeden genler vardır.

İşte bu bozuk hücreleri yok eden sistem çalışmadığı zaman bazı mutasyonlu hücreler bağımsız olarak büyümeye başlar. Bunlara tümör diyoruz.

Eğer tümör bir bütün halinde etraftaki dokuları iterek, invazyon ve metastaz yapmadan büyürse buna SELİM (BENİGN)TÜMÖR diyoruz.

Tümör civar dokuları istila ederek büyüyorsa, Tümör hücreleri esas topluluktan kopup uzaklara gidip yerleşerek büyüyorsa buna HABİS( MALİGN) TÜMÖR DİYORUZ.

Bu tümörler epiteliyal kaynaklıysa KANSER, mezenşimal kaynaklıysa SARKOM diyoruz. Sarkomlar habis tümörlerin % 1ini oluşturur. Geri kalanı kanserlerdir.

Bu ön bilgiden sonra gelelim MEME KANSERİNE,

MEME KANSERİ, Süt bezlerinden kaynaklanan kanserlerdir.

Kadınların en sık karşılaştığı kanser türüdür.

Akciğer kanserinden sonra en sık ölüm nedeni olan kanserdir.

Gelişmiş ülkelerde he 8 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri olacaktır. Bu oran TÜRKİYEDE onda birdir.

 

Meme ile İlgili Bilinmesi Gerekenler

‘Meme’ anneliğin simgesi, kadınlar için çok önemli bir organ. Aslında yokluğu yaşamı etkilemeyen, kaybında üremenin devam ettiği ‘sekonder bir seks organı.

Kadınlar tarafından bu kadar önemsenen ‘meme’ ne yazık ki, aynı zamanda onlara en büyük dertleri yaratan bir organ konumundadır.

Kadınların en sık karşılaştığı kanser türü bu organdan kaynaklanmaktadır. Kadınlarda görülen kanserlerin % 30’unu oluşturmakta olup ölüm nedeni olarak akciğer kanserlerinden’ sonra ikinci sırayı almaktadır. Ama ne yazık ki bu kadar önemsenen ve olası problemleri nedeniyle bu kadar önemli bu organ hakkında kadınlarımızın bilgisi çok az veya bilinenlerin çoğu eksik ve yanlış.

Soru 1-Meme Ağrılarının Nedenleri ve Tedavileri Nelerdir?

Sanıldığının aksine meme ağrılarının çok azı meme kanserine bağlıdır. On meme kanserinden yalnızca biri doktora ilk şikayet olarak ağrıyla gelir. Ağrıların büyük bir kısmı adetlerdeki hormonal değişiklerle ilgilidir. Adetten önceki 10 günde başlar ve adet bitiminden 10 gün sonra rahatlama olur. Bu hastalarda kanser olmadığını saptadıktan sonra yalnızca ağrılı dönemlerde ağrı geçirici ilaçlar vermek yeterlidir. Kullanılan diğer ilaçların çoğunun yan etkileri vardır ya da gerçekte yararsızdır. Adetlerle ilgili olmayan ağrılar ise çok çeşitli nedenlerle olabilir.Bunlar kistler, selim tümörler, eski ameliyat nedbeleri, kaburgalardaki bazı rahatsızlıklar, boyun ağrıları ve kaburgalar arasındaki sinirlerin tahrişi gibi problemlerdir. Tedavisi nedene yönelik olmalıdır.

Soru 2-Meme Başı Akıntılarının Sebepleri Nelerdir ve Nasıl Tedavi Edilmelidir?

Meme başı akıntılarının altında da büyük bir oranda benign olaylar(Kanser olmayan) nedenler yatar. Meme başı akıntısının anlamlı olabilmesi için kendi kendine gelmesi gerekir. Memenin, aynı tükrük bezlerinde olduğu gibi devamlı bir sıvı üretimi vardır. Ama, ana süt kanallarında epitel tıkaçlar olduğu için salgılanan bu sıvı dışarı çıkmadan geri emilir. Eğer özellikle banyodan sonra meme başları sıkılırsa bu tıkaçlar yerinden oynar ve meme başı akıntısı başlar.

Meme başı akıntılarının bir kısmı hormonal nedenlidir. Hipofiz bezinde Süt Salgılatıcı Hormon (Prolaktin) Hücrelerinin selim tümörü
(Prolaktinoma) varsa, her iki memeden ve birden çok delikten akıntı gelir. Ayrıca bu hastalarda adet düzensizlikleri ve kesilmeleri olur. Bu, tıbbi yoldan saptanırsa, eğer tümör çok ufaksa ilaçla ,büyükse ve civar oluşumlara baskı yapıyorsa beyin cerrahları tarafından ameliyatla tedavi edilir. Eğer meme başı akıntısı tek memeden tek delikten, kanlı ve sık olarak geliyorsa üzerinde durmak gerekir. Bu akıntıdan yayma yaparak patolojik incelemesi yapılır. O süt kanalı içine opak(X ışınlarını geçirmeyen)sıvı verilerek film çekilir(Galaktografi). Şüpheli bir lezyon varsa o süt kanalı ameliyatla çıkartılarak tetkik edilir ve kanserse ona göre tedavi edilir.

Soru 3-Meme Kistleri Kansere Döner mi? Nasıl Tedavi Edilmelidir?

Basit kistler iki kat hücreden oluşmuş içi sıvı dolu keselerdir. Bunlar genişlemiş süt kanallarıdır.Kesinlikle kansere dönmezler. Eğer tecrübeli bir RADYOLOG tarafından kist tanısı konulmuşsa hiçbir şey yapmak gerekmez. Ancak çok büyük ve çok ağrı yapan bir kistse enjektörle boşaltılabilir.Ama bunun da şu mahzuru vardır.Kist içine kanamaya neden olursak daha sonra kistin masum görünüşü bozulabilir ve yanıltıcı görüntüler oluşabilir. Çok ufak bazı kistler ,içinde parçacıklar olan komplike kistler varsa ultrason eşliğinde biyopsi yapılarak olay aydınlatılabilir. Kanser şüphesi olmayan kistler kesinlikle ameliyat edilmemelidir.Ayrıca kistler içine tedavi amaçlı madde enjeksiyonlarının dünyada hiçbir yerde uygulaması yoktur. Sekiz-on kez kist nedeniyle ameliyat edilen hanımlarla karşılaşmaktayız. Bu kesinlikle yanlıştır.Hem memenin deforme olmasına neden olmakta ve ayrıca boşuna para ve kaynak ziyanına yol açmaktadır. Ayrıca unutulmamalıdır ki en basit cerrahi işlemlerin bile riski vardır.

Soru 4-Meme Kanseri Şüphesi Oluştuğunda Çok Acele Etmek Gerekir mi?

Sanıldığının aksine meme kanseri çok hızlı gelişen bir oluşum değildir. Kanser insanın kendi hücrelerinin yapı değiştirmesi (Mutasyon) sonucu oluşur. Oluşan kanser hücresinin 1 cm. ye ulaşması için ortalama 5-7 sene gerekmektedir. Yani kanser saptandığı zaman tedavinin 2-3 hafta içinde başlaması asla bir zaman kaybı değildir. Memede kanser şüphesi oluştuğunda paniğe kapılmak hatalıdır.Acele etme durumunda geri dönülmez hatalar ortaya çıkabilir. Bu durumda sakin bir şekilde bu konunun en iyi tedavi edildiği merkezleri araştırmak ve tedaviye orada başlamak gerekir.

Soru 5-Her Meme Kanserli Hastada Memenin Tamamen Alınması Gerekir mi?

Hayır.Çünkü Meme Kanseri sistemik bir hastalıktır. Eğer tanı ve tedavi sırasında uzak Metastaz yoksa uygun lokal tedavi sonucu hastalık tamamen iyileşir.Yani herhangi bir yolla tümör vücuttan uzaklaştırılır ve gerekli kanser tedavileri yapılırsa hasta iyileşir. Günümüzde artık ispatlanmıştır ki,uygun metotlarla yapılan meme koruyucu ameliyatlar memeyi feda edici ameliyatlarla eşdeğer sonuçları getirmektedir.

İşte sayın okurlar günümüzde, gelişmiş ülkelerde, meme cerrahisi ayrı bir disiplin halini almıştır. Meme kanseri tüm kanserlerde olduğu gibi takım çalışması şeklinde tedavi edilmektedir.Ülkemizde de yavaş yavaş bu yöne doğru gidiş olmaktadır. Tanı bu konuda yetişmiş radyologlarca konulmakta tedavi :

-Cerrah,
-Medikal Onkolog,
-Radyasyon Onkoloğu,
-Psikiyatr
-Fizik Tedavi Uzmanı ve
-Plastik Cerrah ,
tarafından ortaklaşa yapılmaktadır.

Meme Kanserinde ERKEN TANI çok önemlidir. Bu nedenle hanımların 20-40 yaş arası her ay adetin sonlanmasından bir hafta sonra Kendi kendini muayenesi,2-3 senede bir doktor kontrolu.40 yaş dan sonra senede bir MAMOGRAFİ senede iki kez doktor kontrolü
olası bir kanseri erken teşhis bakımında çok önemlidir.

Unutmayın “KANSERDEN KORKMA,GEÇ KALMAKTAN KORK” deyişi çok doğrudur.

Prof.Dr. İsmet TAŞDELEN
Uludağ Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı
Meme Cerrahisi Birimi